-
1 akıl
akıl < aklı> Verstand m (Intelligenz, Geist); Vernunft f (Einsicht); Gedächtnis n, Erinnerung f; Gedanke m; Klugheit f, Weisheit f; Ratschlag m;akıl almaz unbegreiflich, unvorstellbar;akıl danışmak um Rat fragen;akıl defteri Notizbuch n;-e akıl erdirememek nicht begreifen können;-i akıl etmek kommen auf (einen Gedanken);akıl hastalığı Geisteskrankheit f;akıl hastanesi psychiatrische Klinik;akıl hocası scherzh ein schöner Ratgeber;akıl istemek um Rat fragen;akıl kârı iş vernünftig, machbar;akıl kutusu scherzh Alleswisser m, -in f;akıldan çıkarmak sich (D) aus dem Kopf schlagen;akla gelmez unvorstellbar, unwahrscheinlich;akla sığmaz unvorstellbar, immens;akla yakın einleuchtend, plausibel;-i aklı almamak etwas nicht begreifen können;aklı başında vernünftig;aklı başında olmamak nicht logisch denken können;aklı (başından) gitmek aus der Fassung geraten;aklı bokuna karışmak vulg vor Angst den Kopf verlieren;aklı durmak baff sein;-e aklı ermek begreifen (fassen) können (A); verständig werden;b-nin aklı fikri -de jd denkt nur an (A);-i aklı kesmek einsehen;aklı oynamak den Verstand verlieren;-in aklı sıra wie er glaubt;-e aklı yatmak vertrauen (auf A);-in aklına esmek jemandem einfach in den Sinn kommen;aklına gelmek jemandem einfallen, in den Sinn kommen;bş-i aklına koymak sich (D) etwas in den Kopf setzen;bu benim aklıma sığmıyor das will mir nicht in den Kopf;aklına yazmak sich (D) einprägen;-i aklında tutmak sich (D) merken (A); (im Kopf) behalten;-i aklından geçirmek sich (D) etwas durch den Kopf gehen lassen;b-nin aklından geçmek jemandem durch den Kopf gehen;aklını başına almak oder toplamak Vernunft annehmen, zur Einsicht kommen;-in aklını beğenmemek sich mit jemandes Idee nicht anfreunden können;-le aklını bozmak versessen sein (auf A);-in aklını çekmek jemandem abraten, jemandem einen Plan ausreden;b-nin aklını bş-e çelmek jemanden verführen ( oder überreden) zu etwas;aklını oynatmak den Verstand verlieren -
2 akıl
1) aklı almamak ( anlayamamak) nicht verstehen [o begreifen] können; ( olabileceğine inanmamak) nicht fassenaklı başında olmamak keinen klaren Gedanken fassen könnenaklı durmak ( fam) abschnallenaklın durur! ( fam) da schnallste ab!aklına gelmek draufkommenaklına estiği gibi konuşmak ( fam) frisch von der Leber weg redenaklından çıkmak entfallenbunu aklından çıkar! ( fig) das kannst du dir abschminken!bir şeyi aklından çıkarmak ( fig) sich etw abschminken2) Verstand m, Geist m; (us) Vernunft faklını başına almak [o toplamak] ( fig) Vernunft annehmenaklını kaçırmak/yitirmek ( fig) den Verstand verlierenbirinin aklını başına getirmek ( fig) jdn zur Vernunft bringenbirinin aklını başından almak ( fig) jdm den Kopf verdrehenaklını oynatmak wahnsinnig werdenbir şeyi \akıl etmek an etw denkenaklıma gelmiyor es fällt mir nicht ein, ich komme nicht draufbir şey aklına gelmek sich an etw erinnern, draufkommenbırak düşüneyim, aklıma gelecek lass mich nachdenken, dann komme ich drauf, lass mich nachdenken, dann fällt es mir (wieder) ein4) Rat mbirine \akıl vermek jdm einen Rat geben -
3 görmek
görmek <- ür> v/t sehen; jemanden besuchen; sich mit jemandem treffen, mit jemandem zusammenkommen, jemanden sprechen; Zeuge werden (G oder von D); etwas (A) halten (für A); betrachten (als); Gutes, Interessantes, Liebe erfahren, jemandem entgegengebracht werden; sich (D) einen Film ansehen; Leid erfahren, erdulden; Schlacht, Ereignis verfolgen; fam bestechen;az görmek für gering, ungenügend halten;güneş görmek sonnig sein;hizmet görmek dienen, tätig sein;iş görmek eine Arbeit verrichten;iyilik görmek Gutes erfahren (-den von D);tedavi görmek in Behandlung sein, behandelt werden;yardım görmek Hilfe bekommen, (jemandem) geholfen werden;-den ders görmek bei jemandem Stunden nehmen;-i göreceği gelmek → görecek;önceden görerek söylemek voraussagen;-i görüp geçirmek erleben, durchmachen (A); Operation überstehen;görüp gözetmek jemanden betreuen;görür gibi olmak (so) scheinen;gözü parayı görmek nur aufs Geld sehen;görmüş geçirmiş (welt)erfahren; Blick verständnisvoll;görmediği kalmadı ihr blieb nichts erspart;-meye görsün (oder gör) etwa wenn einmal …, was einmal …: aklına esmeye görsün, … wenn er sich etwas in den Kopf gesetzt hat, …;-i görme (viel, wunderbar) … elmaları görme Äpfel hat der (wie …)
См. также в других словарях:
aklına gelmek — 1) hatırlamak, anımsamak 2) bir şeyi yapmayı düşünmek, tasarlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aklına bir şey gelmek — şüphelenmek Beni kitap odanızdan çıkarıp yatak odanıza mesela bir möble antika göstermek için götürürseniz kiminin aklına bir şey gelir. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
hatırına gelmek — hatırlamak, aklına gelmek İçeriyi dinlemediği hatırına geldi. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
depreşmek — aklına gelmek … Beypazari ağzindan sözcükler
akıl — is., klı, Ar. ˁaḳl 1) Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us 2) ruh b. Bellek Hâlâ aklımda o tufan yağmuru. C. S. Tarancı 3) Öğüt, salık verilen yol Bu aklı size kim verdi. 4) Düşünce, kanı Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve! A. K … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafasına girmek — 1) bir düşünce aklına uygun gelmek 2) birini bir iş yapmaya kandırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük